Büyülü Akdeniz coğrafyasının içinde dolaşırken şair, acılara inat kuşağının üzerine aldığı sorumluluğu şiirlerine taşıyarak bunları; öfkeye, mücadeleye dönüştürme çabasında.
İçel’in Anamur ilçesine bağlı Akine köyünde, 1943 yılında doğan şair, öğretmenlik yaparken siyasal düşünceleri yüzünden kovuşturmalara ve çeşitli baskılara uğradı.
Tutukluluk, sürgün yıllarının ardından bir akrabasının Silifke’deki duruşmasını izlemekten dönerken minibüsten düşerek (1985) hayatını kaybetti.
Cemal Süreya tarafından “Kasabalı Lorca” olarak adlandırılan şairden geriye kekik, püren, yarpuz kokulu lirik şiirlilerle dolu bir Akdeniz kaldı. Şair:
“Şairin hası
Şiir
Ve sularında Lorca’nın
Yaralarla süslenmiş benim gençliğim.”
derken şiirinin evrensel dayanaklarına gönderme yapmış ve Cemal Süreya’nın yaptığı adlandırmayı zaten kabullenmiş bulunmaktadır.
Abdülkadir Bulut şiirinin ana izleğini her ne kadar kavga oluştursa da Akdeniz’in doğası, kültürü ve yaşanmışlıkları önemli bir yer tutar.
Özellikle doğup büyüdüğü Anamur, her şiirinde gizli bir iç ses olarak derinden derine çağlayan küçük bir ırmak gibidir.
Dönemin keskin siyasi mücadele ortamında aranılan eski arkadaş adresleri, solmuş arkadaşlıklarının hüznü, andız tespihine dökülen keder, şiirini besleyen motiflerdir.
“Akdeniz çocuğu olmak” o coğrafyanın getirdiği seslerle tınılarla şiirini kurmak şair için belki de hayatının en önemli olayıdır.
Büyülü Akdeniz coğrafyasının içinde dolaşırken şair, acılara inat kuşağının üzerine aldığı sorumluluğu şiirlerine taşıyarak bunları; öfkeye, mücadeleye dönüştürme çabasında.
Toplumcu gerçekçi bir çizgide yazdığı şiirler Türkmen kültürünün birikimlerini yansıtan yalın diliyle karşımıza çıkar. Şairin kişisel algısının biçimlendiği bu kültür, sözel ve maddi ürünleriyle şiirlerinin ana dinamiğini oluşturur.
Şair eserlerinde yerelden evrensele bağlanma düşüncesiyle yaşadığı bölgenin folklorundan yararlanmış, sosyalist ideolojiyle şiirini şekillendirmiştir.
Torosların ruhunu, Türkmen kültürünü sosyalizm düşüncesiyle harmanlayarak lirik şiirlerle insan gerçekliğine dokunan Abdülkadir Bulut’u sevgiyle ve özlemle anıyoruz.
Gözyaşları Da Çiçek Açar
Ellerimi dokunduğum her yerde
Çığlık çığlığa kıvranıyor hayat
Ve ölen arkadaşların giysilerini
Bir kere daha dürüp koyuyor analar
Çamaşır sandıklarına
Gözyaşları da çiçek açar
Bugün yurt yeri olsa da acılara
Kayaların en sarp yerlerindeki
Kırlangıç yuvalarını andıran alnın
Bir gün terli bir gelecek uçuracak
Sabahlardan akşamlara kadar
Gözyaşları da çiçek açar
Ansızın oyuna başlayan çocukların
Sesleri kadar canlı ve huylu
Sevinçleri kadar taze ve acemi
Bir duruş kuşatır seni o zaman
Gözyaşları da çiçek açar
Başını dayadığın ağaç dalı
Bak hafifçe eğildi toprağa doğru
Uyuyan bir çocuğun soluk alışını
Dinler gibi kendini vererek
Yaklaş yüzünü örse de acılar
Boynundan ter boşalan herkese
Gözyaşları da çiçek açar
Yaklaş, yüzünü örse de acılar
Ve nasıl yakalarsa toprağı kök
Suları renk, dalları kiraz
Sen de öyle yakala hayatı
Yürü kol kola canıma değsin
Gözyaşları da çiçek açar
ellerine sağlık mustafa kardeşim.
Çok sevdiğim șairlerden biridir. Sevgiyle, özlemle anıyorum