Romanları Fars edebiyatının şaheserleri olarak kabul edilen sürgün yazar Abbas Maroufi, hayatını kaybetti. Maroufi, anavatanında, İran hükümetini sert şekilde eleştiren biri olarak tanınıyordu.
Alman Haber Ajansı’nın aktardığına göre Abbas Maroufi, uzun ve ciddi bir hastalıktan sonra bugün, 65 yaşında hayatını kaybetti. Yazar en son Berlin’de inzivaya çekilmiş, burada bir kitapçı açmıştı.
Tahran’da büyüyen ve yükseköğrenimini, Tahran Üniversitesi’nde dramatik sanatlar alanında tamamlayan Maroufi, edebiyat öğretmenliğinin ardından 1990-1995 yılları arasında, bir muhalif kültür dergisi olan Gardun‘un baş editörlüğünü yaptı. Yazar, ülkesinde İran hükümetini sert şekilde eleştiren biri olarak görülmekteydi.
Maroufi, Gardun nedeniyle altı ay hapis ve yirmi kırbaç cezasına çarptırıldı, dergiye ise iki yıl yayın yasağı getirildi. Ancak dünya kamuoyunun desteğiyle Maroufi ülkeyi terk edebildi ve cezası infaz edilmedi.
Maroufi, diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da büyük saygı görüyordu ve Günther Grass gibi yazarlar, 1996’da anavatanını terk etmesine yardım etmişti. Sürgündeki ilk yıllar, geceleri bir otelde çalışan ve bu nedenle geçici olarak romanları üzerinde çalışmayı bırakan genç yazar için zordu.
İran’da yasaklanan ve sürgündeyken ekonomik nedenlerle kapatmak zorunda kaldığı eski dergisi, yetenekli İranlılar için çevrimiçi bir akademi haline geldi. Maroufi, ölümünden birkaç yıl önce, “Genç neslin zekasına inanıyorum. Ancak bu nesil, bir sel tarafından süpürülen bir toplumda yaşıyor. Ve yapabileceğim tek şey bazılarını kurtarmak.” dedi. En son çalışması “Bütün Ölülere Jahia Denir” 2018 yılında Almanya’da Farsça olarak yayımlandı.
“Ölüler Senfonisi” adlı kitabı, yazarın en ünlü eserleri arasındadır.