Gözümüzü kapatıp bir masanın etrafında harıl harıl çalıştığını tasavvur ettiğimiz ödül jürileri kimlerden oluşuyor, ödüller nasıl dağıtılıyor sorularının yanıtı burada saklı. Siz siz olun ödülcülerin yarattığı havaya kendinizi kaptırmayın.
Alex Merritt’in, “Sun Blide II” adlı çalışmasını hiç zahmetsizce aşıran Zeynep Sude Can’a yazık olmuş.
Ödüle layık görülen eserlerden birinin üç yıl önce yapılan bir eserin kopyası olduğu ortaya çıkınca kıyamet kopmuş.
Sanat hayatının ilk adımında birebir kopyaladığı tablosuyla kazandığı “Günümüz Sanatçısı Ödülü” sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine geçenlerde geri istendi.
Emek harcamadan, İnternet sitesi üzerinden taklit ettiği eseri, o anlı şanlı jüri üyelerinin resim sanatına ilişkin cahilliklerinin kanıtı olarak nasıl yutturduysa yutturmuş genç sanatçı.
Onlarca eserin katıldığı bu tür yarışmalarda gerekli incelemenin ve özenin gösterilmeyeceğini herkes biliyor. Herkes biliyor önüne konulan sofrada yediği haltların nelere yol açacağını ve kendine kazandıracağı ayrılıkları.
Okumadan görmeden isimler, öneriler üzerinden yapılan elemelerle gerçekleşiyor bu tür jüri üyeliklerinin seçimleri.
Durum böyle olmasaydı ülkemizdeki bütün yarışmaların jüri listesinin başına adı yazılan Doğan Hızlan nasıl kalkacaktı ilerleyen yaşına rağmen bunca yarışmanın, yarışmalara gönderilen ürünlerin seçimiyle uğraşmaktan.
Zeynep Sude Can da bunun rehavetine kapılarak bir başkasından aşırdığı tablosunu yarışmaya göndermekte sakınca görmemiş. Sanatçı sezgisi, öngörü diye buna denir işte (!).
Güpegündüz tanınmış bir ressamın çalışmasını aşırırken elleri titremek şöyle dursun yüzü bile kızarmamıştır eminim. Nasılsa kim bulup çıkaracak dijital dünyanın kalabalığında can yakan gerçekliğin yüzünü.
Günler sonra basında çıkan haberlere hep sessiz kalan Akbank Sanat artan tepkilere kayıtsız kalamayınca harekete geçti. Durumu kurtarmaya çalışan birkaç konuyla alakasız açıklamaların ardından basın açıklamasıyla durum kabullenildi.
“Akbank Sanat, kopya esere verildiği ortaya çıkan ‘Günümüz Sanatçısı Ödülü’nü geri aldı!” (T24)
Tartışmaların ardı arkası kesilmeyince Akbank Sanat yaptığı durum tespitinin ardından sahteciliği biraz yumuşatıp:
Aslında günümüz sanatçı adaylarının kolaycılığını temsil eden bir farkındalık deneyimi olmuş yaşanılanlar.
Sanat eserinin yüce bir emek ve özgün bir tasarımın ürünü olması gerektiği unutularak benzeşme daha da derinleştirilmiş, iş bir eseri olduğu gibi kopyalamaya ya da sahiplenmeye kadar varmıştır.
Fikir hırsızlığının dijital dünyada katlanarak arttığı gözlemlenirken hem ödülü veren hem de alan açısından sonrasındaki tartışmalarıyla beraber ders niteliğinde bir yarışma sonucudur bu.
Ödül mekanizması ülkemizde nasıl işler, bol keseden dağıtılan ödülleri kimler nasıl alıyor onu da gösteriyor.
Gözümüzü kapatıp bir masanın etrafında harıl harıl çalıştığını tasavvur ettiğimiz ödül jürileri kimlerden oluşuyor, ödüller nasıl dağıtılıyor sorularının yanıtı burada saklı.
Siz siz olun ödülcülerin yarattığı havaya kendinizi kaptırmayın. Genç yaşta ister bir ressam ister şair olun, kendi birikimlerinize yaratım gücünüze inanın.
Sözün kısası; her türlü intihal aynı zamanda bir intihardır.
Sanat bireysel tatmin için değil kendini aşmak için yapılır.