Sıradan bir şiir okuru bile bunların şiir olmadığını bilir. Anlam bütünlüğü olmayan art arda dizilmiş dizeler bunlar. Sözcüklerle oynamak desek, onu bile becerememiş. Peki bu ödül komitesindeki o kasıntılı tipler bunu görmüyor mu?
Koç Üniversitesinde geçenlerde yaşanan olay faşizmin nasıl içselleştiğini ve sıradanlaştığını göstermesi anlamında ilginç bir olay. Sadece faşizm diye değerlendirmek yetmez. Edebiyat alanının ve yayın piyasasının ödüllerle birlikte nasıl çürüdüğünü göstermesi anlamında ilginç.
Şimdi olaya bakalım.
Koç Üniversitesinin yurdunda bir öğrenciye saldırı oluyor. F. B. adlı öğrenciye saldırıyı arkadaşlarıyla birlikte yapan kişi Hasan Ege Karanfil. Hasan Ege Karanfil tipik bir faşist. Kurt işaretiyle sosyal medya hesaplarında resimleri var. Kendisi Zafer Partisi taraftarı.
Paylaşılan belgelerde şunlar var:
Haberi yapan Halk TV’den Dinçer Gökçe, öğrencilere ait ses kayıtlarını paylaştı. Ses kayıtlarında şüphelilerden birinin F.B.’ye “Kürt olması kötü bir şey değil ki Kürt olup kendisini. Türklerle eşit görmesi kötü bir şey.” dediği görülüyor.
Hasan Ege Karanfil, F. B.’ye yönelik “Türkiye’nin, belli bir noktadan sonraki Doğusu olduğu gibi ateşe verilse…” diyor.
Yine etnik kimliği için “Alt ırksınız. İtlaf edilmeniz lazım. Köle olduğunuzu kabullenmelisiniz. İtaat etmek zorundasınız. Seni bu odadan istemiyoruz. Buradan gitmezsen seni öldürürüz.” ifadelerini kullanıyor.
Konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
F. B.’nin avukatı Alper Sarıca X hesabından yaptığı açıklamada, ses kayıtları ve yaralamaya rağmen 1 aydan fazla bir süredir, savcılığın Hasan Ege Karanfil’in ifadesini dahi almadığını belirtti.
Sarıca şunları söyledi:
Saldırganların cinsel saldırı iddiası gerekçesiyle saldırıya uğrayan müvekkili hakkında adli kontrol kararı verildiğini aktaran Sarıca, “Oysa aynı savcılık canını zor kurtaran, ırkçılığa uğrayan müvekkilim için sırf faillerin soyut iddiaları nedeniyle adli kontrol kararı verdirdi ve kaldırılması taleplerimizi reddetti.” dedi.
Koç Üniversitesi’nin F.B’nin üniversiteye girişini yasakladığını belirten Sarıca, “Irkçılığa uğrayan, canına kastedilen müvekkilimin Koç Üniversitesi tarafından 1 ay süreyle okula ve binalara girişi yasaklandı. Bizzat gidip hukuk müşavirliğine delileri sunup anlatmama rağmen sınavlarına bile alınmadı. Telafi sınavı da açılmadı. Şimdi de kaydını dondur diyorlarmış. Başınıza benzer bir olay gelirse üniversitenizde güvende olduğunuzu ve hak ettiğiniz adil muameleyi göreceğinizi düşünmüyorum. Not: Üniversite yurt disiplin kurulu müvekkil hakkında cinsel saldırı iddiası sübut bulmadığından müvekkile ceza VERİLMEMESİNE karar verdi” ifadelerini kullandı.
Avukat Sarıca, Koç Üniversitesi’nin X hesabından konuya dair yapılan açıklamayı alıntılayarak ise şunları yazdı:
Şimdi Hasan Ege Karanfil’e dönelim. Hasan Ege Karanfil Zafer Partili bir faşist. Aynı zamanda ödüllü bir şair. Yanlış duymadınız. Seyhan Erözçelik ödülünü almış bir sabıkalı bir faşist. Ödül komitesinde Hilmi Yavuz, Bahadır Bayrıl, Haydar Ergülen ve Ali Günvar…
Bile bile kitabı basan İthaki…
Bile bile editörlüğünü yapan Devrim Horlu…
Olaydan sonra her duyduğunuza gördüğünüze inanmayın diye laflar ederek savunuya geçen Bahadır Bayrıl.
Hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam edecek miyiz.
Hasan Ege Karanfil’in sosyal medya hesapları paylaşımları biliniyor. Faşist olduğu açık. Buna rağmen ödül veriliyor. Şiirleri ödül verilecek şiirler değil. Hatta şiir değil.
XXX.111 (Fildişi bir balerin güncesinde başıbozuk boabap)
Bilekleri limonküfü kokan ölü sevici karnaval piyadesi
Babasının fresklerini zapteden güzel avrat sürgünlerinde
Gecegölgesi düşleriyle morartınca ölümcül dudaklarını
Kumul tepelerin ardından doğar güneş, algı kapıları açılır
Oğlanların şuh çığlıklarına Elhamra büyüleri nakşedilir
Ve anaları gri benlikler mırıldanır Moldovalı irinlerine
ASİT YAĞMURU
X1 (göçebe bir bezirgan vuruşunda dışbükey redingot)
Arterinde alkımlar şavkıyan mahrem saray pusatçısı
Örter efsunlu gece kumaşıyla devşirme kirpiklerini
Anzarot goncası bahçelerinde alabros cennet fedaileri
Yetmiş iki taşlı tespihler sallar kanlı çarşafların altında
Ve fedailerin ısırdığı tomurcuklar haşhaş çiçeği değilse
Yeni boncuklar köpürür zangoçların tükürdüğü rahimlerde
Böyle çok şiiri var bu faşistin. Sıradan bir şiir okuru bile bunların şiir olmadığını bilir. Anlam bütünlüğü olmayan art arda dizilmiş dizeler bunlar. Sözcüklerle oynamak desek, onu bile becerememiş. Peki bu ödül komitesindeki o kasıntılı tipler bunu görmüyor mu? İşte hastalıklı ödül komiteleri bunlar, insanlığını vicdanını yitirmiş otorite hastalığına kapılmış aydın. Faşist kültürün üreticisi körelmiş, yozlaşmış ödül simsarları.
kapak fotoğrafı: Koç Üni. yurtları