incir ve zeytinler arasında
gümüşi güzelliğiyle gezinen ay
neleri taşırmaz tutku adına
unuturuz
yoksunluğa alışkın yaşam ve şehri
koynumuz başka evren mayalar
ellerimde şehvetten memelerin
aşkın geçtiği soluğu bile güzeller
taş aşmaya yeltenen çiçek oluruz
birden usumda çıngıraklı şehir, şu
aymaz siyasetçilerin övünçle anlattığı
büyümesi, horultulu fabrikaları ve
sokak basan lağımca fışkırır mallarıyla
estetik ne varsa yoktur şehirde
inan olsun, gülmesi bile hesaplı olana
ne söyler şiir, yani dilin baş tacı
ne söyler ütopya, yani evrensel düş
senleşir bakışım dem olur devran olur
boşlarım şehri de fink atan meraklıları da
çözdüğüm düğmelerin oradaki iki tümülüs
tüm hazine ve ölümsüzlüğünü sunar hayatın
Hasan ÇAPİK
(MayaDergi #4)