İran’da ve ülke dışında yaşayan 6 bin sanatçı bir bildiri yayımlayarak uluslararası toplumdan Tahran rejimiyle bağlantılı kültürel çalışmaları boykot etmelerini istedi. Sanatçı Jinoos Taghizadeh, İranlı sanatçıların depolitize edilmeye çalışıldığını söyledi.
İranlı sanatçılar bir bildiri yayımlayarak uluslararası toplumdan Tahran’daki rejimle bağlantılı kültür çevreleri ve kurumlarla çalışmayı bırakmalarını istedi.
İran’da ve ülke dışında yaşayan 6 bin sanatçı, İranlı sanat öğrencileri için imzaladıkları bildiride, dünya kamuoyuna bir çağrı yaparak rejimin giderek şiddetlenen eylemleri nedeniyle hükümet kurumlarının ve gizli yan kuruluşlarının boykot edilmesi gereğini işaretledi. Buna ek olarak rejimle bağlantılı grupların uluslararası sanat, kültür ve eğitim alanlarında varlık göstermelerinin engellemesi isteği belirtildi.
Londra’da yaşayan küratör Vali Mahlouji, The Guardian’a yaptığı açıklamada İran’dan para alan sanat kuruluşlarına karşı doğrudan eylem çağrısında bulundu. Mahlouji, “İran’daki bazı özel galerilerin, İslam Devrim Muhafızları Konseyi de dahil olmak üzere İran devletinin para sistemleriyle bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bunların boykot edilmeleri gerekiyor.” dedi.
Kanada’da yaşayan sanatçı Jinoos Taghizadeh, bazı sanat galerilerinin hükümetin kara para aklama kolu olduğunu ve İranlı sanatçıları depolitize etmeye çalıştıklarını söyledi. Taghizadeh, uluslararası galerileri ve müzeleri “Orta Doğu ve İslam dünyasının egzotik klişelerini” pekiştiren gösteriler yerine “Jin, Jiyan, Azadi” hareketinin ruhunu barındıran İran sanatını sergilemeye çağırdı.
İran’da Mahsa Emini’nin öldürüldüğü 16 Eylül’den bu yana devam eden protestolarda, sanat, rejime karşı biriken öfkeyi dışa vurmak için kullanılıyor. Ekim ayında kimliği belirsiz bir sanatçı parklardaki havuzları kızıla bulayarak “kan içinde batan Tahran” tablosunu yarattı. Tahran’daki Şerif Üniversitesi’nde göstericilere yönelik baskıya yanıt olarak, iki isimsiz kadın sanatçı, Daneshjoo Parkı’ndaki ağaçlara kırmızı ilmikler astı.
İran’daki insan hakları ihlallerini vurgulamak için geçtiğimiz Ekim ayında Londra’daki Piccadilly Circus’ta ve Los Angeles’taki Pendry West Hollywood’da “Woman, Life Freedom” adlı bir dijital sanat eseri sergileyen sanatçı Shirin Neshat şunları söyledi: Biz Batı kültürünün merhametini bekleyen mazlum sanatçılar değiliz. Aksine, onlara artık uyanma vaktinin geldiğini ve sanatın çağımızın siyasi dokusunda büyük bir rol oynadığını (…) gösteriyoruz.
Anonymous Artist Collective for Iran (İran için Anonim Sanatçı Kolektifi), Ekim ayında New York Guggenheim Müzesi’nde İngilizce ve Kürtçe “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sözcükleriyle kaplı 12 kırmızı pankart açtı.
Öte yandan protestoların büyümesinin önüne geçemeyen İran rejiminin son hamlesi; dünyaya muhalif sesleri duyuran insanların idam edilmesinin önünü açacak yasaları onaylamak.
Üzerinde çalışıldığı belirtilen yasanın kesinleşmesi halinde, yabancı medya kuruluşlarına konuşan veya görüntü gönderen kişiler hakkında ölüm cezası verilebilecek.
Kapakta kullandığımız fotoğrafta Shirin Neshat yer almaktadır.